Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy, 13 Şubat’taki Diyaloglar’da, Alman yazar ve opera yönetmeni Jenny Erpenbeck’in Gölün Sırrı isimli romanını ele alacak. Saat 19:00’da başlayacak olan Diyaloglar, Saint Michel Lisesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleşecek.

Roman sanatı geçtiğimiz yüzyılda büyük dönüşümler yaşadı. Olanakları sürekli olarak denendi, sınırları uç noktalara doğru genişletildi. İşte Erpenbeck’in Gölün Sırrı da yirminci yüzyılın bu deneysel çabalarının bir mirasçısı. İnsan okurken Fransız Yeni Roman geleneğini hatırlıyor: Özellikle de Sarraute’u, Claude Simon’u, Michel Butor’u. Gölün Sırrı, Berlin yakınlarındaki bir koruya yakın, göle hâkim bir evin hikâyesi aslında. Hikâyenin sabit unsuru ev; ama bu ev aracılığıyla, iki savaş arası Almanyası, 3. Reich, Nazizm, Doğu Almanya tecrübesi ve şimdiki zaman şiirsel bir anlatımla birleşiyor. İnsanlar geliyor, geçiyor; hayatlar kuruluyor, hayatlar dağılıyor; açıkçası, bu romanla Erpenbeck, doğanın insani bir tarihini kurmayı beceriyor. Ne kadar da eğretiyiz bu dünyada.

 

Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy, Diyaloglar’da Milan Kundera’nın “Hiç Kimse Gülmeyecek” ve Tomris Uyar’ın “Yaz Suyu” öykülerini ele aldı.

Cevat Çapan ile “Günümüz Şairlerinde Nâzım Hikmet Etkisi” projesi dahilinde gerçekleştirdiğimiz görüşmenin video kaydını arşivimizden izleyebilirsiniz.

1917 Ekim Devrimi’nden hemen sonra porselen üretimini, sistematik olarak propaganda aracı olarak kullanma fikri, cehaletle mücadeleden sorumlu Sovyetler Birliği Halkın Aydınlatılması Komitesi (Narkompros) komiseri Anatoly Lunacharsky tarafından yürürlüğe koyuldu.

2017 Aralık ayında kaybettiğimiz Arif Dirlik anısına, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü ve Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi olarak bir toplantı düzenliyoruz.

15 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde Nâzım Hikmet’in yaşadığı dönemin sanatını, edebiyat, resim, heykel, mimari, fotoğraf ve sinemadan örneklerle ele alıyoruz.

Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy, insana ve yazıya dair temel meseleleri konuştukları Diyaloglar serisinin 16 Ocak’taki etkinliğinde, Şilili genç yazar Alejandro Zambra’nın Eve Dönmenin Yolları romanını ele alacak. 2010 yılında Granta’nın İspanyolca yazan en iyi yirmi iki romancı arasında gösterdiği Zambra, Eve Dönmenin Yolları‘nda belleğimizdeki lekeleri kazırken, geçmiş ve şimdiki zaman arasında bocalayan insana, kendine dönüş yolunu gösteriyor.

Bir keresinde kayboldum. Altı ya da yedi yaşındaydım. Aklım başka yere gitmişti, birden annemle babamı kaybettim. Korktum ama sonra yolumu buldum ve eve onlardan önce vardım – ümitsizlik içinde beni arıyorlardı. Ama bence o akşamüstü esas onlar kaybolmuştu. Çünkü ben eve dönmeyi biliyordum ama onlar bilmiyordu.