Deniz Gündoğan İbrişim, Eray Çaylı, Cem İskender Aydın ve Serkan Taycan, 16 Aralık Perşembe günü saat 17:00’de, Özlem Öğüt Yazıcıoğlu’nun moderatörlüğünde, Disiplinlerarası Karşılaşmalar panel serisinin konuğu oluyor. Panelin ikinci bölümü ise 23 Aralık Perşembe günü saat 17:00’de canlı yayınlanacak.
Dünyanın jeolojik yapısı ve atmosferi üzerindeki insan etkisini ve bu etkinin yarattığı değişimleri tanımlamak amacıyla 21. yüzyıla geçerken bilim insanları Eugene Stoermer ve Paul Crutzen tarafından ortaya atılan bir kavram olan antroposen, kısa zamanda gerek doğa bilimleri gerek sosyal ve beşeri bilimlerde insan-doğa ilişkisi üzerine çok boyutlu tartışmaların yolunu açmış, aynı zamanda da uzun yıllardan beri süregelen sömürgecilik ve modern kapitalizmin tahrip edici süreçlerini yeniden tartışma imkanı sağlamıştır. “İnsan çağı”nın başlangıcı ile ilgili farklı görüşler bulunmakla birlikte özellikle 18. yüzyıl sonlarında başlayan endüstri devrimi ve 20. yüzyılın ortalarına damgasını vurmuş olan atom deneyleri, global kapitalizm, neoliberal politikalar ve teknolojinin doğa üzerindeki ağır baskısının doğa kaynaklarının yenilenemeyeceği sürdürülemez bir boyuta getirmiş olması vurgulanmaktadır.
Özellikle son senelerde yürütülen antroposen tartışmalarında, insanın doğa üzerinde tahakküm sahibi, ayrıcalıklı bir varlık olduğu düşüncesi üzerine kurulu insan-merkezci ideolojilere karşı duran, insanın gerek yerel gerek global boyutta yaşamları birbirine bağlı tüm diğer canlılarla birlikte doğanın parçası olduğunu göstermeye hedefleyen çalışmalar bulunmaktadır. Bir yandan insan ve insan olmayan varlıkların yadsınamayacak bir boyuta ulaşan iklim değişikliği, çevre kirliliği, türlerin yok olması gibi süreçler sonucunda birlikte tehdit altında olduğu vurgulanırken bir yandan da insan, doğa, kültür gibi kavramların homojenliğini sorgulayan çoğulcu veya yapısökümcü yaklaşımlar ön plana çıkmaktadır.
Farklı disiplinlerde çalışan ve üreten araştırmacıları bir araya getirmeyi planladığımız bu panelde farklı disiplinlerden baktığımızda “antroposen edebiyatı” “antroposen sanatı” “antroposen mimarisi” “antroposen şehirciliği” gibi tanımlar yapmanın ne derece mümkün olduğunu tartışmak istiyoruz. Daha çoğulcu bir yaklaşımla “antroposenler” demek mümkün müdür? Antroposen çağını tarihselleştirmek gerektiğinde nereden başlamak gerekir? Bu tarihin “öznesi” kim olmalıdır? Ekolojik sorunların “estetize” edilmesi ne gibi etik ve temsili açmazları doğurur?
Farklı disiplinlerin antroposen kavramı etrafında şekillenen tartışmalarda ortaklaştığı ve/veya ayrıştığı noktalardan yola çıkarak antroposenin tanımı, tarihselliği ve etik boyutlarına odaklanmayı hedefliyoruz.