Bir “Yaratıcı Mübadele” Ürünü Olarak Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları
Nâzım Hikmet’in başyapıtı Memleketimden İnsan Manzaraları, Türk ve dünya edebiyatında eşsiz bir konumdadır. Büyük oranda bir derleme olan yapıt mahkûmların deneyimlerinden oluştuğu için kolektif bir niteliğe sahiptir. Nâzım Hikmet, İkinci Dünya Savaşı başlamadan hemen önce ve savaş bitene değin, yani 1938-1945 yılları arasında dostlarına yazdığı mektuplarda cephede savaşamamanın acısından sıklıkla söz eder ve savaşamadığı için yaşadığı dönemi kavrayıp yazmanın bir çeşit savaşmak olduğuna inanır. Şair elinden alınan özgürlüğün yerini, mahkûmların hikâyelerini not edip şiirleştirerek, içerideki mahkûmların dışarıdaki iktidar seçkinlerinden çok daha masum olduklarını ima edecek epizotlar derleyerek doldurur. Nâzım Hikmet’in özgürlüğünün yerine, hapishane ortamından doğacak bir değer üretme arzusu Georg Simmel’in ‘mübadele’ kavramıyla örtüşür. Bu yazıda Simmel’in mübadelesi ile Memleketimden İnsan Manzaraları’nın temel motivasyonu arasındaki koşutluk incelenmektedir.