cheeverHaldun Taner’in Ayışığında Çalışkur öyküsüyle başlayan, Bruno Schultz ve Fikret Ürgüp’ün eserleriyle devam eden Diyaloglar serisi, Amerika’nın Çehov’u olarak anılan John Cheever’ın Yüzücü eseriyle devam ediyor. 28 Nisan Salı günü saat 19:00’da Saint-Michel Lisesi* Jeanne d’Arc Salonu’nda Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy’un keyifli diyaloğunda buluşmak üzere.

“Havuza daldı, boydan boya yüzdü ama iş kenara tırmanmaya geldiğinde, kollarındaki, omuzlarındaki bütün gücün çekildiğini ayırt etti, merdivene usulca yanaşarak çıktı havuzdan… Karanlık çayıra çıktığında, gece havasında, krizantem ya da kadife çiçeği kokusu üstüne varan sonbahar kokuları geldi burnuna, keskin, bayıltıcı bir eter kokusu. Göğe bakınca yıldızların çıktığını gördü ama neden Andromeda’yı, Cepheus ve Koltuk takımyıldızlarını görüyor gibiydi ki? Yaz ortasının burçları ne olmuştu? Gözleri doldu.”

 * Tüm etkinliklerimiz gibi, Saint-Michel Lisesi ile ortak düzenlediğimiz Diyaloglar’a da katılım herkese açık ve ücretsizdir. Arabayla gelecekler okulun otoparkını kullanabilir.

Diyaloglar John Cheever

IMG_9387

Ayfer Tunç ile Murat Gülsoy’un az bilinen başyapıtları incelediği Diyaloglar etkinliklerinin üçüncüsü, Fikret Ürgüp’e odaklanıyor. Saint-Michel Lisesi Jeanne d’Arc Salonu’nda, 25 Mart Çarşamba günü saat 19:00’da başlayacak olan etkinlik, herkesin katılımına açık ve ücretsizdir.

Ruh hekimi, hikâyeci, ressam…
Çağımız insanının yabancılaşmasını mecazlarla, alegorilerle, izlenimlerle anlatan bir usta kalem.

SM&Bogazici_Diyaloglar(3)_POSTER_1

kapak-butun-hikayeler-fikret-urgup“Çivili Sandıklar” hikâyesinin yazarı Fikret Ürgüp çivisiz ve sandıksız yaşamıştı ömrü boyunca. Nesi varsa ortadaydı. Açık seçik, sahici…Yaşarken de ölürken de… Şizofreni dünyasında yaşayanların kırılganlıklarında… Ahmet Hamdi Tanpınar’ın mektuplarında ve bakışlarında… Kışta… PortakaMa… Lautreamont’da… Mina Urgan’ın gözyaşlarında… Behçet Necatigil’in odasında ve anlayışında… Özdemir Asaf’ın telaşında… Nerval’in “Aurelia”sında… Sait Faik’in yaşama sevincinde ve daha çok yaşayabilmesinde… Asaf Halet Çelebi’nin rengarenk sakinliğine sızan münevverliğinde… Cahit Irgat’ın kardeşliğinde… “Karanlığın Günü”nde… Yeditepe’de… Sabahattin Eyüboğlu’nun kısa metrajlı övgüsünde… Ahmet Oktay’ın “Gizli Çekmece”sinde… Düşlerinde, düşüşlerinde, düşkünlüğünde, düşünürlüğünde… Nesi varsa ortadaydı. Açık seçik, sahici…

Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy’un az bilinen başyapıtları ele aldığı Diyaloglar serisinin ikinci etkinliği, 25 Şubat Çarşamba günü saat 19:00’da Saint-Michel Lisesi Jeanne d’Arc Salonu’nda gerçekleşecek. Ölümünden çok sonra keşfedilse de günümüzde ismi Franz Kafka, Robert Musil, Marcel Proust ve Robert Walser ile birlikte anılan Polonyalı yazar Bruno Schulz’un öykülerinin konuşulacağı etkinlik herkese açık ve ücretsizdir.

Bu operasyonun gizi bizim saati geri almış olmamızda yatıyor. Biz burada her zaman belli bir zaman dilimi gerideyiz, bunun ne kadar olduğunu da saptayamayız. Bu iş tümüyle basit bir görecelik sorunu. Kendi ülkesinde karşılaştığı ölüm, burada babanıza henüz ilişmedi.
Kum Saati Burcundaki Sanatoryum

Diyaloglar(2)_POSTER

Murat Gülsoy ve Ayfer Tunç’un az bilinen edebiyat başyapıtlarını irdeleyeceği Diyaloglar serisi, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi ve Saint-Michel Lisesi işbirliğiyle 22 Ocak Perşembe günü saat 19:00’da başlıyor. Jeanne d’Arc Salonu’nda herkese açık olarak gerçekleştirilecek ilk etkinlikte Gülsoy ve Tunç, Haldun Taner’in 1954 yılında yazdığı Ayışığında Çalışkur hikâyesini tartışacak:

Haldun Taner’in Ayışığında Çalışkur adlı yapıtı deneysellik açısından çölde bir vaha gibidir. Edebiyatta deneysellik denildiğinde okunması güç ve edebi oyunlar denildiğinde de salt eğlendirme amaçlı derinliksiz eserler anlaşılıyor. Oysa Ayışığında Çalışkur hem edebi oyunların, dilbazlıkların, kurgu numaralarının çeşitlemelerini sunuyor hem de okuru ahlaki ve ideolojik tutumunu sorgulamaya zorluyor. – Murat Gülsoy

SM&Bogazici_Konferans_POSTER_2