16 Eylül 2016’da kaybettiğimiz Tarık Akan, adını sinema tarihimize yazdırmış, yaşarken efsaneleşmiş bir sanatçı olmasının yanı sıra, Nâzım Hikmet’in sanatına, kişiliğine ve edebi mirasına sahip çıkan bir eylem adamıdır. 1991’de Nâzım dostları ve şairin kız kardeşi Samiye Yaltırım tarafından kurulan Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı‘nın ilk üyelerindendir. Rutkay Aziz’in yönetim kurulu başkanı olduğu Vakıf’ta başkan vekilliği görevini üstlenmiştir. Nâzım Hikmet’in eserlerini yaygınlaştırmak ve arşivini oluşturmak için kurulan Vakıf, şairin vatandaşlığının geri verilmesi sürecinde de rol oynamıştır. Her yıl şairi Moskova’da mezarı başında anan, birçok etkinlik düzenleyen ve Nâzım’ın yaşamına ilişkin belgeseller üretilmesine olanak sağlayan Vakfın tüm etkinliklerinde yer alan Tarık Akan, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Merkez’imizin açılışına da vakfın diğer değerli üyeleriyle birlikte katılarak bizleri onurlandırmıştır.

Tarık Akan, gelirini Vakfa bıraktığı birçok belgesel film çekmiştir. “Anadolu’da Romalıların Ayak İzleri“, “Afrodisias” ve “Köy Enstitüleri: Bir Meçhul Öğretmen” isimli yapımların yanı sıra, Nâzım Hikmet’i de konu alan bir belgeselin yönetmenliğini yapmıştır: “Nâzım Hikmet’in Peşi Sıra… Mehmet Aksoy: Zamana Tanıklık Eden Bir Işık Avcısı“. 2010 yılında çekilen ve Nâzım’ın izinde heykeltıraş Mehmet Aksoy’u ele alan otuz iki dakikalık belgesel, yönetmenin deyişiyle “görünenin ötesine bakmayı bilen meraklı gözler ve araştırıcı yürekler için” hazırlanmıştır. Belgeselde Nâzım’ın etkisinin gücü özellikle vurgulanır:

“1902-1963 tarihleri arasında yaşamış olan büyük Türk şairi Nâzım Hikmet, düşünceleri, dünya görüşü ve yazdıklarıyla pek çok aydına evrensel boyutta ışık olmuştur. Özellikle Türkiye tarihinde önemli kilometre taşlarından birini oluşturan 1968 gençliği o şiirlerle sevdalanmış, o şiirlerle direnmiş ve yine o şiirlerle üretmiştir. “

Tarık Akan’ı usta sanatçılığı ve mücadeleci kişiliğinin yanı sıra, Nâzım Hikmet’in mirasının yaşatılmasına yaptığı katkılardan dolayı da minnetle hatırlayacağız…