YENİ ZAMANLAR SOSYOLOJİSİ
EĞİTİM PROGRAMI
Yeni Zamanlar Sosyolojisi’nde gündelik haber akışının yoğunluğu ve olay bombardımanı içerisinde akutlaşan toplumsal, coğrafi ve tarihsel miyopluğa çare bulmaya çalışacağız. Kaygı ve heyecanların tepe yaptığı günümüzde bireysel olanın toplumsal ve tarihsel olanla ilişkisine işaret etmek özellikle önemli. Yalnız olmadığımızı anlamanın, farklı olana temas etmenin, çoğalabilmenin ve çoğaldıkça da sükûnete kavuşmanın yolu bu ilişkiyi kavramaktan geçiyor. Eşitsizlikler, şehir yaşamı, eğitim, tarım, yemek, tüketim, çevre gibi üstüne çok kafa yorduğum meseleler başta olmak üzere bugün dünyamızı belirleyen birçok konuyu birlikte enine boyuna tartışacağız. Bunu yaparken tarihten ekonomiye, kültürden sosyolojiye, müziğe, gastronomiye birçok farklı alana açılacağız.
Kimler katılabilir: Güncel toplumsal olayların irdelenmesine ilgi duyan herkes.
Tarih & Saat: 20 Eylül 2023 – 18 Ekim 2023
19:00-21:00, Çarşamba günleri
Süre: 5 hafta (10 saat)
Mekân: Çevrimiçi Etkileşimli Sınıf
Ücret: 5.250 TL (KDV dahil)
Ödemeler Axess, Bonus ve Shop & Miles Card’larına 3 taksit olarak uygulanmaktadır. Peşin ödemelerde %5 indirim yapılmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi mezunlarına %10 indirim yapılmaktadır.
Kayıt ve detaylı bilgi: Zübeyde Karaman
BÜYEM Eğitim Sorumlusu
zubeyde.karaman@boun.edu.tr
(0212) 257 31 27-28, (0212) 359 47 45
Eşitsizlikleri besleyen tarihsel, ideolojik ve küresel çerçeve son yıllarda çok daha fazla gündeme geliyor. “Pay değil paydaş odaklı kapitalizm,” “sürdürülebilirlik,” “küresel adalet” ve “metaverse” gibi kavramları daha sık duyuyoruz. Bir yandan da göçler devam ediyor. Savaştan kaçanlar, iklim mültecileri… Geleceğin dünyası neye benzeyecek?
Dijitalleşme, yapay zeka, robotlaşma, esnek istihdam koşulları çalışma hayatımızı derinden etkiliyor. Prekarite (kırılganlık), geçicilik ve esneklik şehirlileri ve şehirli mekanları tanımlayan kavramlar. Zanaatkârlık giderek yok oluyor. Ama bir yandan da örgüye, marangozluğa, bira yapmaya meraklı insanların sayısı artıyor. Bütün bunlar bize yaşadığımız hayatların niteliği üzerine ne söylüyor? Yanlış hayatları doğru yaşayabilir miyiz?
Eğitim artık toplumun geneli için sosyal kaldıraç olma işlevini yitirdi. Üniversite bitirmek dahil, eğitimli olmak maddi refah getirmiyor. Çünkü eğitim alanı da muazzam eşitsiz bir yapıya evrildi. Bir tarafta süper zenginlerin çocuklarını gönderdikleri pahalı ve çok prestijli elit okullar öbür tarafta da diğerleri… Böyle bir dünyanın devamı mümkün mü? Peki demokrasiyle işimiz bitti mi?
Türkiye kırsalı büyük bir dönüşüm geçiriyor. Artan ticarileşme, tarım dışı ekonominin büyümesi köyleri dönüştüren dinamiklerin başını çekiyor. Madencilik, turizm, enerji yatırımları hemen her yerde… Türkiye’nin Afrika’dan toprak kiralaması, hobi bahçeleri, coğrafi işaretler, girişimci şehirli köylüler, the sütçüler… Köy, tarım, gıda üretimi nereye gidiyor?
Dünyadaki tek aktör insanlar mı? El değmemiş doğa hiç oldu mu? Bugün doğa ve insan ikiliği üzerine düşünmek her zamankinden neden daha önemli? “Sürdürülebilirlik” ve “antroposen” kavramları bugün neden çok konuşuluyor?