NİLAY ÖZER
GÜNÜMÜZ ŞAİRLERİNDE NÂZIM HİKMET ETKİSİ: BİR SÖZLÜ TARİH PROJESİ
00:11 Nâzım Hikmet deyince aklınıza ilk neler geliyor?
00:40 Nâzım Hikmet ismini ilk kimden, ne zaman ve nasıl duydunuz?
01:27 İlk okuduğunuz Nâzım Hikmet eseri neydi?
02:19 Nâzım Hikmet’in hayatına dair ilk öğrendiğiniz bilgiler nelerdi?
03:30 Kendi şiirinizle Nâzım Hikmet şiiri arasında bir akrabalık ya da ilham ilişkisinden söz edebilir misiniz?
06:25 Nâzım Hikmet’in hangi dönem şiirlerini kendinize daha yakın buluyorsunuz?
16:18 Bir şiirinizde hiç Nâzım Hikmet’e gönderme yaptığınız oldu mu?
18:42 Nâzım Hikmet şiiri ile kendi şiiriniz arasında sizce ne gibi farklar var?
21:56 Nâzım Hikmet’in sizce en önemli eseri hangisidir?
25:22 Nâzım Hikmet’i hayatınızın farklı dönemlerinde okuduğunuzda, farklı verimler aldığınız oldu mu?
30:03 Nâzım Hikmet’in yazar kimliği sizi etkilemiş midir?
33:53 Nâzım Hikmet’in politik duruşu ve mücadelesi sizi etkilemiş midir?
36:54 Nâzım Hikmet sizce Türk şiirini nasıl etkilemiştir? Ne gibi yenilikler getirmiştir?
42:49 Nâzım Hikmet yaşadığı dönemin ve sonraki dönemlerin şiirini ne kadar ve nasıl etkilemiştir?
45:11 Sizce Nâzım Hikmet’in şiiri bugün hâlâ geçerli midir? Bugün hâlâ bir şairi etkisi altına alabilir mi?
Nâzım Hikmet, Kemal Tahir’e [yazdığı] mektupların sonlarına doğru, artık Memleketimden İnsan Manzaraları’nın çalışmalarını bitirmişti. Sene 1947 sanıyorum, mektuplardan birinde “roman üstü” ya da “süper roman” diye bir şeyden bahseder. Yani, “Buradan çıkar çıkmaz bir cip otomobili ele geçireceğim, Anadolu’yu bir sene içinde dolaşacağım ve yüz ciltlik bir kitap yazacağım.” diyor. Çünkü artık kolay bir yöntem yaratmış kendisine. Memleketimden İnsan Manzaraları bir açık yapıt gibi. Oraya bir sürü hikâye eklenebilir. Sürekli kendi içinde katmanlar oluşturan bir metin. Ve evet, bu mantıkla bir sürü metin yazılabilir, ciltlerce sürebilir bu. […]
Ben çok istiyorum bir gün Memleketimden İnsan Manzaraları filme çekilsin. Beş bölümden oluşan uzun bir belgesel olsun ve ben onun mutfağında çalışayım. Hatta ilk iki kitabı senaryolaştırmaya [da] uğraştım böyle bir deneme olsun diye. Çok kolay senaryoya dönüşüyor. Ece Ayhan’ın [da] 1967’de yazdığı Yeni Sinema dergisinde çıkmış bir yazısı var. Orada diyor ki: “Bu [Nâzım Hikmet’in] sinemaya en uygun metnidir ve her cümlesi bir çekim birimi şeklindedir.” Mayakovski’ye ve Vertov’a baktığımızda 1920’lerde Sovyetler’de [bu] çok yaygın bir şey. Şiir biçiminde senaryolar yazıyorlar. Cümle cümle, her cümlesi bir çekim birimi. Yani bir yönetmen gelse, orada ne kadarlık bir mercekle o sahneyi çekeceğini, teknik olarak nasıl bir hareket yapacağını planlasa, bunları üzerine not etse biter.