REKTÖR BARBAROSOĞLU’NUN AÇILIŞ KONUŞMASI

Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, 15 Aralık 2014’te Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de düzenlenen tören ile açıldı. Rektörümüz Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’nun konuşmasıyla başlayan törende, daha sonra Can Dündar’ın açılış için özel olarak hazırladığı Nâzım’ın Kamerası isimli belgesel ve Orhan Pamuk’un konuşması izlendi.

Rektör Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’nun konuşmasının tamamını aşağıda izleyebilirsiniz:

Bugün, kalemiyle bütün dünyaya ilham veren, mavi gözlü dev Nâzım Hikmet’in bize bıraktığı zengin mirası korumayı ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmayı amaçlayan, aynı zamanda üniversitemizin kültür ve sanat alanındaki faaliyetlerini de çeşitlendirip zenginleştirecek olan Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi’nin açılışında, sizlerle bir arada olmaktan ötürü büyük heyecan duyuyorum.

Nâzım Hikmet bize aşkı, hasreti, mücadele etmeyi ve her ne koşulda olursa olsun umudunu yitirmemeyi öğretti. Hayatındaki tüm zorluklara rağmen “Ben iyimserim, dostlar, akarsu gibi” dedi ve daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna hep inandı. Biz de bugün burada aynı iyimserlikle, aynı kararlılıkla yola çıkıyoruz. Nâzım’ın şiir yolculuğunu anlattığı şu sözlerini rehber ediniyoruz:

“Şiirimin kökü yurdumun topraklarındandır. Ama dallarıyla bütün topraklara, doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde uçsuz bucaksız yayılan bütün topraklara, o topraklar üzerinde kurulmuş medeniyetlere, bütün dünyamıza uzanmak istedim. İnsanoğlu, nerede, ne zaman ve hangi dilde olursa olsun, yüreğime ve kafama uygun bir şiir söylemişse, onun söylenişindeki ustalığı incelemeye, ondan bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Yalnız kendi edebiyatımın değil, Doğu ve Batı edebiyatının bütün ustalarını usta bildim.”

“Sevdalınız komünisttir” demekten korkmadığı için hayatının on beş yılını hapishanede geçiren Nâzım Hikmet, düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların ülkemizde ne boyutlara ulaştığını ve ulaşabileceğini gösteren bir eşiği temsil eder aynı zamanda. Eserleri yıllar boyunca yayımlanmayan, vatandaşlığı 2009’da iade edilen Nâzım Hikmet’in şiirleri, masalları, romanları, tiyatro oyunları, düz yazıları bugün özgürce basılmakta. Üniversiteler olarak bizlere düşen görev de, Nâzım Hikmet’in “Öyle yazmalı ki, şiirden tek bir virgül atılınca, her şey yıkılsın,” düşüncesiyle yarattığı eserleri derinlemesine incelemek, hakkında yapılan akademik çalışmalara hız vermek, dünya şairimizin dehasını anlamaya, anlatmaya çabalamaktır.