9 ve 10 Mayıs 2018’de Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Disiplinlerarası Ekolojik-Etik Temaslar: Yeryüzü için Adalet Sorusu başlıklı konferans serisinin kapanış konuşmasında, Ömer Madra iklim krizini tespit eden ve sonuçlarını dünyaya duyurmak için aktif rol oynayan on bir kişiyi, kendi deyimiyle iklim krizi mücadelesinin A Takımı’nı anlatıyor.
Sözlerine iklim krizi meselesinin üniversitede bu denli geniş bir bağlamda ele alınmasının ve özellikle gençlerin gösterdiği yoğun ilginin kendisini çok mutlu ettiğini ifade ederek başlayan Madra, “Bu da söyleyeceğim iyi şeylerin sonuncusu oluyor.” diyerek, iklimbilimcilerden, gazetecilerden, diplomatlardan, sosyal bilimcilerden, aktivistlerden ve hukukçulardan oluşan iklim mücadelesinin ilk on birini anlattı.
Ömer Madra’dan İklim Krizi Mücadelesinin A Takımı:
- James Hansen. Dünyanın önde gelen iklimbilimcilerinden, fizikçi ve aktivist. 1988’de Amerikan senatosunda yaptığı tanıklıkla iklim değişikliği ve küresel ısınma krizlerinin dünya çapında duyulmasını sağlamıştır. Madra, Hansen’in 2012’de yaptığı Why I Must Speak About Climate Change? başlıklı TED konuşmasından alıntılar yaparak, bilimsel verilerin ısınma bu hızla devam ederse bu yüzyıl içinde suların 5 metre yükseleceğini gösterdiğini anlattı ve “5 metre demek, dünyanın bütün metropollerinin su altında kalması demek” diye ekledi. Madra ayrıca Hansen’in Storms of My Grandchildren ve Küresel Isınmanın Kırılma Noktası kitaplarından da bölümler paylaştı.
- Dahr Jamail. Gazeteci, Alaska’da yaşıyor. Truth Out sitesindeki yazılarıyla iklim krizine ve iklim göçüne dikkat çekiyor. Mayıs 2018’de Fair Dergisi’ne verdiği söyleşide, hem Antartika’da hem de Kuzey Kutbu’nda yaşanan buzul erimesi sonucunda milyarlarca insanın binlerce yıldır oturduğu yerleri terk etmek zorunda kalacağının altını çiziyor. Erimenin 2100 yılında kritik seviyeye ulaşacağı tahmin edilirken, bu tarihin her geçen gün daha da geriye çekildiğini belirtiyor.
- António Guterres. Sistem teoristi ve telekominikasyon sinyalleri uzmanı bir fizikçi, elektrik mühendisi, Portekizli diplomat, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri. Madra’nın atıf yaptığı konuşmasında Güney Asya’daki sellerin 41 milyon kişiyi etkilediğini, 1 milyon kişinin iklim krizi nedeniyle göç ettiğini söylüyor.
- Mark Carney. İngiltere Merkez Bankası Başkanı. 6 Nisan 2018’de Guardian’da yayımlanan söyleşisinde felaketin gelmekte olduğunu, bankalar batacağını, iklim değişikliği sigortalarını ödeyemeyeceğeni söyleyerek ekliyor: “İklimin Minsky anına yaklaşmaktayız.”
- Mayer Hillman. Sosyal bilimci. 26 Nisan 2018’de Guardian’da yayımlanan Patrick Barnham söyleşisine “Ayvayı yedik” diyerek başlayan Hillman “Fosil yakıt tüketimine bu kadar bağımlı olmamızın sonu ölüm olacak, gezegendeki yaşam türlerinin çoğunun ölmesi olacak. Kutupları eriten bu süreci geriye döndürmenin yolu yok. Bunu da çok az kişi ifade edebiliyor.”
- Ralph Nader. Hukukçu, yazar, aktivist, dört kez ABD başkan adayı. Bir yandan Birleşik Devletler’in bir anestezi toplumunda yaşandığını anlatırken, öte yandan 2005-2014 arasındaki dönemde şirketlerin hisse satıp almak dışında bir hareket yapmadığının, istihdam ve üretim yapmadığının altını çiziyor.
- Chris Hedges. Gazeteci, yazar, aktivist ve rahip. Madra, Hedges’in Açık Radyo sitesinde de yayımlanan “Chaco Vadisi Chako Dünya” başlıklı makalesinden yola çıkıp 900 yüz yıl süren Anasazi medeniyetinin 15 yılda nasıl çöktüğünü anlatıp alıntılıyor: “Anasazilerle bizim karmaşık toplumumuz arasında tek bir can alıcı fark var. Anasazilerinki gibi geçmiş medeniyetlerin çöküşü, yerel bir çöküştü. O zamanlar daima fethedilecek yeni topraklar, yağmalanacak yeni doğal kaynaklar, boyun eğdirilip buyruk altına alınacak yeni halklar vardı. Oysa, çağımız farklı. Yeni bir dünya kalmadı artık.”
- Raj Patel. Gıda sorunları üzerine yazan bir gazeteci, akademisyen ve yazar. Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi: Doğa, Para, Emek, Bakım, Gıda, Enerji, Yaşam (A History of the World in 7 Cheap Things: A Guide to Capitalism, Nature and Future of the Planet) kitabından bahseden Madra, Patel’in “Kapitalizmin sonunu düşünmek, dünyanın sonunu düşünmekten daha zor” ifadesini aktarıyor.
- Bill McGibben. Küresel ısınmanın etkisi üzerine kapsamlı yazılar yazmış Amerikalı bir çevreci, yazar ve gazeteci. Doğanın Sonu kitabının yazarı. “Sonsuz tüketim hırsının, sonsuz kâr hırsının, nüfusun kontrolsüz artışının ve mütevazi, alçakgönüllü bir yaşam tarzı için ekonomik planlama yokluğu gibi etkenlerin sebep olduğu büyük ekolojik yıkıma karşı mücadeleler, çağımızın savaşıdır” diye nitelendiriyor. Madra Hanson’a atıf yaparak “Antartika ve Grönland buz örtülerindeki erimelerden sonra deniz seviyeleri 35 yıl içinde 3 metre yükselecek” diyor ve “3 metre demek 2045’te burada oturamayacağız anlamına geliyor” diye ekliyor.
- Joel Kavel. Amerikalı siyasetçi (1936-2018), akademisyen, yazar. Madra, Kavel’in Doğanın Düşmanı: Kapitalizmin Sonu mu, Dünyanın Sonu mu? kitabının sonunda “Büyük bir şansımız var kuşak olarak: Başka hangi kuşağa insanlık ile doğa arasındaki ilişkiyi dönüştürme ve böyle eski bir yarayı iyileştirme fırsatı tanınmıştır? Ne müthiş bir meydan okuma!” dediğini aktarıyor.
- Paul Ralph Ehrlich. Dünyanın önde gelen düşünür ve aktivistlerinden biyolog, akademisyen. Madra, 1968’te yayımlanan Population Bomb kitabıyla dünya çapında yankı uyandıran Ehrlich’in, kitabın 50. yılına denk gelen 2018 yılında verdiği söyleşide “İnsanlığın yeryüzündeki tüm hayat biçimlerini ayakta tutan doğal dünyayı yıkmayı sürdürmesi sonucu, 20 bilemediniz 30 yıl içinde medeniyet tuzla buz olacaktır” dediğini aktarıyor. Ehrlich “Bu büyüme denen şey ekonomik ve politik sistemlerin tam merkezinde olduğu sürece, yıkımın 25 ila 30 sene içinde gerçekleşmesi neredeyse kaçınılmaz” diyerek ekliyor: “Sürekli büyüme neyin amentüsüdür? Kanser hücresinin.” Ehrlich “Peki bu son neden kaçınılmaz?” sorusunu ise şöyle cevaplıyor: “İki sebeple: Her sene Davos’ta Dünya’yı yok etme toplantısı yapan, küresel sistemi yöneten bir avuç zenginin, a) korkunç boyutlara varmış olan servet ve gelir eşitsizliğini giderme yönündeki tüm çabalara karşı çıkması; b) Dünya’nın tüm kaynak ya da nimetlerinin aşırı tüketilmesini önlemeye yönelik tüm uğraşlara var güçleriyle karşı çıkmalarıdır bu gidaşatın temel sebebi.”
ETKİNLİKTEN FOTOĞRAFLAR
Soyların kırıldığı, tükendiği, eko-dengelerin bozulup yeni dengelerin kurulduğu ve birçok bilim insanının “Antroposen/Kapitalosen” olarak adlandırdığı bu dönemde, yeryüzüyle doğrudan ve adil ilişkiler kurma imkânlarını aradığımız Disiplinlerarası Ekolojik-Etik Temaslar konferans serisinin ikincisi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü işbirliğiyle 9-10 Mayıs 2018 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlendi.
Serpil Oppermann’ın açılış konuşmasıyla Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda başlayan etkinlik, iki gün boyunca yirmi dört bildiriye ev sahipliği yaptı ve Ömer Madra’nın kapanış konuşmasıyla sona erdi. Yazının devamında konferans programını bulabilir ve tüm konuşmaların ses kayıtlarını dinleyebilirsiniz.