Nâzım Hikmet’i doğumunun 118. yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde Esra Dicle’nin “Ben Yüz Çiçekten Yanayım: Nâzım Hikmet Tiyatrosunda Metinler, Türler, Söylemler” başlıklı sunumuyla andık. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Zeynep Uysal’ın açılış konuşmasıyla başlayan ve Esra Dicle’nin Nâzım Hikmet tiyatrosunu çeşitli yönleriyle ele aldığı konferans, 15 Ocak 2020 Çarşamba günü Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te bulunan Albert Long Hall salonunda gerçekleşti.
“Nâzım Hikmet sadece bir oyun yazarı değil aynı zamanda ciddi bir tiyatro izleyicisi. Tiyatronun tüm formları üzerine düşünen ve dünya görüşünü bu formlarla nasıl temsil edebileceğini araştıran bir tiyatro insanı ama kuvvetli bir şiiri olunca bu yönü ihmal ediliyor. Oysa tiyatrosu üzerine araştırma yaptığımızda hem kendi sanatına hem de tiyatro tarihine doğru çok zengin bir yol gittiğini görüyoruz.”
Nâzım Hikmet’in birçok dile çevrilen ve pek çok ülkede sahnelenen oyunları; devrimci söylemi masal atmosferi içinde tartışan, sınıflı toplum yapısını psikolojik çözümlemelerle irdeleyen oyunlardır. Kimi zaman uyumsuz tiyatronun tekniklerine başvurduğu; kimi zaman açık biçimin içine melodram öğelerini, aşk hikâyesinin içine grotesk unsurları yerleştirdiği bu oyunlarda teknik yenilik arayışı daima merkezdedir.
Yazarın oyunlarında tekniğe verdiği ağırlık, metinlerarasılık ve yenidenyazıma verdiği önemde daha da görünür hale gelir. Shakespeare’den Gogol’a kadar pek çok yazarın metnine yaptığı açık ya da örtük göndermelerle oyunlarının etrafında metinlerarası bir yapı kurar. Çoğu oyununu, daha önce yazılmış metinlerle girdiği diyalog üzerine inşa ederek yenidenyazım tekniğine başvurur. Tevrat ve Kuran’da yer alan Yusuf kıssasını Yusuf ile Menofis; konusunu Hüsrev ü Şirin adlı İran öyküsünden alan Türk halk hikâyesi Ferhad ile Şirin’i ise Ferhad, Şirin, Mehmene Banu ve Demirdağ Pınarının Suyu adıyla yeniden yazar. Komedyanın eserleri bugüne ulaşan ilk ve en önemli ismi Aristophanes’in Lysistrata / Kadınların Savaşı oyununu Kadınların İsyanı adıyla, klasik batı komedyasının önemli oyun yazarı Molière’in Tartuffe oyununu da Tartüf-59 olarak yeniden yorumlar. Nâzım Hikmet, kendi oyunlarını da tekrar kaleme alır: Bunu yaparken diyalog kurduğu kimi metinlerin estetik ve ideolojik pozisyonunu onaylar, kimilerininkiyle hesaplaşarak onları kendi dünya görüşüyle yeniden biçimlendirir.
Sadece tiyatro izleyicisi ya da oyun yazarı olarak değil, tiyatro sanatının tarihi, dönemleri, yapısı, özü, amacı, tekniği, sınıfsal, ulusal ve evrensel özellikleri üzerine yazdığı yazılar ve geliştirdiği fikirleriyle de karşımıza çıkan Nâzım Hikmet’in şiirlerinin gölgesinde kalan oyunları üzerine yenidenyazım tekniği merkezinde geliştirilen bu konuşma, hem yazarın kendi külliyatına hem de dram sanatının tarihsel birikimine doğru giden yolu anlamayı amaçlıyor.
Esra Dicle
2002 yılında Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu; burada yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladı. Edebiyat kuramları ve eleştiri, ideoloji ve edebiyat, modern Türk tiyatrosu üzerine çalışmaları çeşitli dergilerde yayımlandı. 2003-2008 tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi’nde Türk Dili dersleri verdi, 2005 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi’nde Türk Dili dersi okutmanlığı görevini sürdürüyor. Resmî İdeoloji Sahnede: Kemalist İdeolojinin İnşasında Halkevleri Dönemi Tiyatro Oyunlarının Etkisi başlıklı kitabı 2013 yılında İletişim Yayınları tarafından basılan Dicle’nin Merkez bünyesinde yayına hazırlanan Şiir Dünyadan İbaret: Nâzım Hikmet Üzerine Yeni Çalışmalar kitabında da “Kadınların Savaşı’ndan Kadınların İsyanı’na Uzanan Çağrı: Barış” başlıklı bir makalesi bulunuyor. Nâzım Hikmet’in tiyatrosunu ele alan Ben Yüz Çiçekten Yanayım: Nâzım Hikmet Tiyatrosunda Yenidenyazım Odağında Metinler, Türler, Söylemler başlıklı kitabı ise İmge Kitabevi Yayınları tarafından Şubat 2020’de yayımlandı.